11 Mart 2010 Perşembe

This Heat - Deceit


















"söyle bakalım, nelerden korkuyorsun?".. "televizyonun sesinin çok yüksek çıkmasından".. "ben de, özellikle duyduğum içinde konuşan bir general ise".. korkulan şeyler zamanla değişiyor.. korkunun bile daha samimi olan bir hali var, hani neredeyse romantik.. hatta melankolik belki..

"onu sevmiyorum".. "neden?".. "öle mi? hiç farketmemiştim".. hiç farketmeden geçen bir dönem, farkedildikten sonra özlenen bir dönem.. keşke hiç farketmeye başlamasaydım.. bazılarınızın ne yaptığını, neden yaptığını, öbürlerinin bunlar hakkında aslında ne düşündüğünü ve neden böyle düşündüğünü falan.. hiç bilmiyordum.. böylesi iyiydi de..

"bu yolda yalnız yürümeyi seviyorum".. "ben de".. "kendi kendine konuşuyorsun".. "sen de".. kaç bardak çay? kaç adım? kaç tane düşünce? aynı yol, denize doğru giden ve parmaklıklarla sınırlı.. içinde insanlar olan bir okulun yolu.. onlar ordaydı.. sen ve kendin de ordaydın..

"merhaba".. "yarın okuldan sonra sinemaya gitmek ister misin?".. "neden?".. artık biliyorum.. bildiğimi zannediyorum.. gerçi sinemaya giderken genelde kafamı çarparım ben, kanayabilir falan, yani ciddi bir durum.. o yüzden bir bakıma isabet olmuş.. bir bakıma da olmamış..

paralarını düşür, topla.. sana güldüklerinin farkında ol.. yanlış seçimleri yapan onlar, bedelini senin ödemen ise sadece bir ayrıntı, bunu artık biliyorsun.. eve dönüş yolu artık sadece bir ayrıntı.. ilk fırsatta sana koşacaklar ama sen artık o kişi olmayacaksın.. sahi, neler oldu o yolda?

"..ölmüş galiba".. "ne?".. gene aynı yollar, bu sefer en bilinçsizce geçtiklerinden.. kapıyı açtığında gördüğüm o ifade hiç hoşuma gitmedi, bunu asla unutmadım ve sanırım unutmayacağım.. sonra karlar, taşlar ve unutkanlık kovaladı..

"neden geri döndün?.. "sen neden döndün?".. "her şey çok güzel olacak".. o büyülü bir andı.. bunu da hiç unutmadım..

uzun süredir kafamda bir çağrışım bile yok.. çağrışımsız yaşanabilir mi? sanırım senin için hayatın durduğu an bu oluyor.. "artık benimle konuşmuyorsun".. "seninle konuşmuyorum, kendimle bile konuşmuyorum"..


Sleep 2:14
Paper Hats 6:02
Triumph 2:55
S.P.Q.R. 3:28
Cenotaph 4:41
Shrink Wrap 1:40
Radio Prague 2:21
Makeshift Swahili 4:04
Independence 3:42
A New Kind of Water 4:57
Hi Baku Shyo (Suffer Bomb Disease) 4:03


Download

Warsaw




















"her şey" diyordu, "hepsi senin için"..

bütün belalarına bulaştı ve bütün kötülükleriyle yüzleşti.. bütün verilen sözleri ve bütün yapılan itirafları.. çürümenin rengini anlatmak için, siyah-beyaz gerçekliğinde varolup, ta ki simsiyah sonuna uzanana dek..

18 mayıs 1980.. her şeyi sana bıraktı..

yeni bir hayat için verilen sözler, senin hayatından bir kurban yarattılar.. binlerce sesin arasında, gürültüsünün ağır geldiği, ki böylece en kolayıdır seni de o aptal kalabalığın bir parçası haline getirmeleri.. o yüzden saklanmayı dilersin, sesler eskisi kadar güzel gelmediğinde kulağına..

"bir kabus durumu"..

nefretinin doğurduğu iktidar, sana yeni bir hayatın müjdesini veren.. bütün kurtuluş umutlarını ezen..

aynı üniformaları giyiyorlar, aynı adımları atıyorlar, öldürüyorlar zaman geçirmek için ve utançlarının giysilerini giyiyorlar..

"bir daha asla sorgulamamak için sıra halinde yürüyorlar"..

başarısızlıklar; hayata dair bütün arzularınız, kutsal aşklarınız, içsel duygularınız, modern bencil kibirleriniz.. artık aranızda seçim yapmıyorum, hepinizin kaybedişini görüyorum..

farkında olduğum hiçbir şeyin, düşündüğüm, yaptığım ve söylediğim, en ufak bir önemi yok biliyorum.. başka kimse farkındalığımın farkında olmadığı sürece.. aidiyetin güvenine muhtacız hepimiz ve hepsi bu.. farkında olduğum her şeyi farkettiğini zannediyorsun.. oysa ben sana hiçbir şeyi tam olarak anlatamadığımı anlatıyordum.. beni ez ve bildiğim her şeyi biliyormuş gibi davran.. her şey sona erdiğinde ne olacağını zannediyorsun?

"sırf boş ruhlarınızın paramparça olduğunu görmek için uzun zamandır burada oturuyorum"..

gerçeklerden kurtulacağınız umuduyla karanlığın içine bakıyorsunuz, yeraltında bir hayat arıyorsunuz, günün hiç bitmemesini umarak, güzelliğinizin yitip gitmesini seyrediyorsunuz..

sizi izlerler, hayatlarınıza gizledikleri aynalardan ve duvarlarınızdaki vericilerden.. söylediğiniz her şeyin gerçek olduğundan emin olmak isterler..

"yitirilmiş aşk yok"..

dinle.. sessizliği dinle ve akıp gitmesine izin ver.. güneşten korkan gözlerinle, gece alacağın hazzı düşün, körleşmiş yokoluşuna terkedilmiş olsan da.. yanlış hiçbir şey yokmuş gibi devam et.. yalnız kaldığın o günlerden saklan.. aynı mekanda ve aynı zamanda kalarak..

"bana dokun uzaklığından, her seferinde biraz daha uzaklaşarak"..

ihtiyacımız olan kelimeler değil, seslerdi.. dans edebilirdik..

dans et..

anlamlı gelen hiçbir şey yok, yerine oturan da.. sonsuz soğukluğunda elele tutuşarak, dudaklarında gülümseme olmaksızın..

eğer gözlerini kaparsan, alışabilirsin belki.. köşe başlarında kuklalar.. yaşadığın oda.. tel örgülerle çevrili bir yer, içinde çocukların oynadığı.. cesedin yattığı yerde dans ettiklerini gördüm..

"ve sadece bir arkadaşımı arıyordum"..

unutulmuş gençliğinin odasında bütün duyularımın kayıp gitmesine izin verebilirim.. gene sonu sana çıkan bir geceye başlamıştım, arkadaşlarımın asla gitmeyeceği yeri bulmuştum sonunda halbuki..

"ve sadece bir arkadaşımı arıyordum"..

bütün zayıflıklarınızı biliyorum.. bütün hatalarınızla uğraşacağım, bütün sadakat testlerinizi tamamlayacağım.. sırf boğazınıza sarılabilmek için.. sizin hikayenizin içinde dönüp duruyorum, bütün günahlarınızı yüzünüze vurmak için.. ruhunuzun içindeki bütün acımasız gerçekleri görüyorum.. ne kadar uğraşırsam uğraşıyım, anlatıklarımı size ulaştıramıyorum.. ayak seslerinizi duyuyorum ama gördüğüm sadece duvarlar.. gördüğüm beni savaşmaktan vazgeçiren çelişkiler..

bugün şehrin kalbine gittim.. her şey sana adanmış bir arayışa dönüşüyordu.. bütün umutların senin için kaybedildiği yerlere gittim.. hareket etmeden, sessizliğin içinde, seni bekledim.. gerçeği karanlık odamda buldum..

gölge oyununda kendi sonumun provasını yapıyorum.. bütün suikastçilerim sıralanmış, dans ediyorlar.. ellerinde soğuk çelikler ve kendilerine has kokularıyla, benimle temas kurmak için harekete geçiyorlar.. bütün o kalabalıklar uzaklaşırken, tek yapabildiğim gidişlerini izlemek arkalarından inançsızlıkla..

her şeyi yaptım.. yapmak istediğim her şeyi.. kendi sonları için seni kullanmalarına izin verdim..

"bugün şehrin kalbine gittim, seni bekledim"..

1 The Drawback
2 Leaders of Men
3 They Walked in Line
4 Failures
5 Novelty
6 No Love Lost
7 Transmission
8 Living in the Ice Age
9 Interzone
10 Warsaw
11 Shadowplay
12 As You Said

Download